Hafta sonu 27-28 Aralık 2008 Cumartesi ve Pazar günü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın yaptığı Ünvan Değişikliği Sınavı'na katılmak için Ankara'daydım.
Hatta arıcılıkla ilgili iki soruda geldiki biri dölsüz yumurtadan oluşan erkek arı,diğeri seralar da dölleyici olarak kullanılan bambus arısıydı zorlanmadık çözerken.

Ziyaretimiz sınav bahanesi ile olsada çok dolu geçti.
Ankara ziyaretimiz cumartesi sabahı, daha önce 10 yıldan fazla beraber çalıştığımız , beraber çalışırken etkileyip arıcı yaptığımız , emekli olup Ankara'ya yerleşen arkadaşım ve meslektaşım, sitemizde de bloğ adresi bulunan yeni bloğcu arkadaşımız Recep CAN'la başladı.
Terminalde buluşup başlattığımız candan sohbetimiz evinde devam etti.
Bilahare yine sanal alemden tanışıp bir kez de Bafra'da ziyaretimize gelip tanıma imkanı bulduğumuz arıcı dostumuz Şaban Parlak(nam-ı diğer HAYYAM) Bey'e Recep Bey'le birlikte yaptığımız ziyaretle devam etti.İki arıcıyı tanıştırıp üçlü yaptığımız çok sıcak ve arılı sohbetin ardından onları başbaşa bırakıp ayrıldım.
Bağlı olduğum memur sendikamız Türk Tarım Orman Sen Genel Merkezi'ne yaptığım ziyarette Bursa'dan gelen meslektaşım ve teyze oğlu Şerafettin ŞAHNA Bey ve arkadaşlarıyla karşılaştım ve hasret giderdik.
Yine yıllar önce Erzurum'da beraber çalıştığımız şu an çalıştığı Yalova'dan gelen Zeki DAŞ Bey'le karşılaştık ve yine eski günleri yad ettik.
Sendikamızın binasında ikram da bulundukları akşam yemeğini yerken ben yemek yemeyip masalara göz gezdirirken (Çünkü Hayyam Bey'in ikram ettiği öğle yemeği akşam yemeği yerine de geçmişti.) tam 27 yıl sonra görüp benzettiğim ve gidip sorup doğru tahmin ettiğim Erzincan Ziraat Meslek Lisesi'nden sınıf arkadaşım İsmail Becit Bey'le karşılaşmam da ayrı bir mutluluk kaynağı oldu bana.İsmail Bey'de Muğla'dan gelmişti sınav için ama ismimi söyleyene kadar beni tanıyama dı .İsmimi söyledikten sonra tekrar sarılması da duygulandır dı beni.
Yine sınıf arkadaşlarımızdan şu an Ankara'da Çevre Bakanlığında Şb.Müdürü olan arkadaşımız Mehmet Sıvacı Bey'i de telefonla çağırıp görüştürdüğü için müteşekkir kaldım İsmail kardeşime.
Yine Erzincan'dan gelen okulda bir alt devremiz olan ve yaramazlığıyla tanıdığımız Hasan İncebay kardeşim ve meslektaşımıda yaramazlığından eser kalmamış çok olgun biri olarak yeniden görmek nasip oldu.
Erzurum'da çalışan akrabamız mühendis adayı Kadir Terzioğlu'da yemekhane de habersiz karşılaştıklarımdan.Onun sayesinde de akrabalarımdan bolca haber aldım.
Akşam otelde İsmail Bey,Hasan Bey ve isimlerini hatırlayamadığım Erzincan'lı arkadaşlarımızla sohbetimiz geç vakitlere kadar sürdü.Otel de bir arada Kayseri'den gelen meslektaşlarımızdan bir grupla sohbetimiz oldu.
Pazar sabahı erkenden sınav yerine gittik.Sınav saatini beklerken İstanbul,Aydın,Bingöl'den gelen meslektaşlarımla tanışıp sohbet etme imkanı yakaladık.
Sınav salonuna alınınca daha önce sınavdan önce arayacağıma söz verdiğim küçük kızımı arayıp kızımın başarı dileklerini aldıktan sonra girdiğim sınavda pek zorlanmadık.Sorular çok basitti.
Sorulan toplam 50 sorudan 4 soru yanlışım çıktı ki 92 puanı da garantilemiş olduk böylece.
Hatta arıcılıkla ilgili iki soruda geldiki biri dölsüz yumurtadan oluşan erkek arı,diğeri seralar da dölleyici olarak kullanılan bambus arısıydı zorlanmadık çözerken.
Bir saat ondakikalık verilen süre 11:10 da bitti ve sınav salonundan ayrıldım.Daha önce kararlaştırdığımız, arılar sayesinde sanal alemde gıyaben tanıştığımız M.Selim Dutar Bey'le buluşup tanışacağız.
Sordum etraftan bir sokak ötedeymiş sınav yeri.Oraya giderken Selim Bey aradı.Yoldayım geliyorum dedim.Yaklaştım okulu ararken karşı kaldırımdan Selim Bey'in beni tanıyıp seslenmesi de çok hoş oldu.Kavuştuk.
Selim Bey'le kırk yıllık dost gibi başladık sohbete.Beraber gidip diğer arkadaşlarını da bulup topluca çay içtik,detaylı tanışma ve sohbete başladık.Kısa bir aradan sonra onları grup halinde özel minübüsleriyle Denizli/Çivril'e yolcu edip bende terminale geldim.
Beni terminale Selim Bey'in biraz önce tanıştırdığı Ankara'da oturan akrabası Av.Mustafa Akıncı Bey arabasıyla bıraktı. Mustafa Bey arıcı değil di ama benim gibi şiirsevermiş.Yolboyu şiir konuşarak yol aldık.Kısa zamanda MustafaBey'le de dost olup,vedalaşıp ayrıldım.
Bafra'ya hemen otobüs vardı bilet alıp yola çıktım.
Otobüste Mesai arkadaşım Osman Aktaş Bey'le karşılaştım.Ankara'da okuyan kızı yolcu ediyordu babasını.Osman Beyle beraber yola devam edip sağ salim evimize döndük.
Bu kadar haber içinde resim olmaz mı diyeceksiniz hemen ama malasef okulundan bayram tatiline gelen oğlum artık kış geldi sana lazım olmaz diye kameramı götürünce bizde böyle en çok lazım olduğu günde kamerasız kaldık.
Bu sefer bari Selim Bey Kardeşimin çektiği resimleri kullanalım.
Ankara deyince hemen benim aklıma hep Ankara'nın taşına bak türküsü gelir ama yazıyı yazmaya başlayınca nedense taş değil de şanş lı olduğum geçti aklımdan ve Ankara'nın şansı diye ekledim başlığı.
Artık bana kavuştuğu için Ankara'nın mı yoksa Ankara'ya kavuştuğumuz için benim mi şanslı olduğuma siz karar verin.
Hele bir de Ankara'dan aldığım evden sipariş verilen yılbaşı piyango biletlerine de ikramiye çıkarsa görün o zaman şansı.
Sağlıklı günler de sevdiklerinize kavuşmanız dileklerimle saygılarımı gönderiyorum herkese.
2 yorum:
Hüseyin bey imtihanı kazanarak ideallerinizin yerine gelmesini tüm kalbimle istiyor,görevinizde üstün başarılar diliyorum.
Hüseyin abi, çok güzel yazmışsın Ankara seyahatını ve sınavı, ayrıca aldığın puanıda sevindim abi, inşeallah benimde 50 soruda 2 yanlışım var bu gün öğrendim. abi işlerinde başarılar diler. Yeni yılın; Bütün insanlığa barış, mutluluk ve sağlık getirmesini temenni ederim.
Yorum Gönder